Anasayfa
Latest images
Arama
Kayıt Ol
Giriş yap
İktisadi Görüşleri
Ana madde: İktisadi Görüşleri
Uploaded with ImageShack.us
Başkanlığını yürüttüğü Hak ve Eşitlik Partisi'nin ekonomi hakkındaki görüşleri karma ekonomi modeline dayanır. Yani, devlet ve özel müteşebbisin bir arada bulunduğu bir düzenlemedir. Bu düzende devlet ülkenin hayat damarı konumundaki kurumları, kârsız olup özel sermaye tarafından elden çıkarılmış olsa dahi, korur ve gözetir. Bu tür kurumlar genellikle iletişim ve sermaye kuruluşları, taşımacılık ve savunma sanayi kuruluşlarıdır. Karma ekonomi modeli aynı zamanda özel sermayenin karşısındakı sorunları giderme, onun rahatça büyüyüp akabileceği nehir yatağını düzenleme sorumluluğuna sahiptir.
Aksi görünse dahi, Dünya'daki hemen hemen her refah ülke karma ekonomi modeli ile yönetilir. Buna, Belçika'daki Godiva fabrikasının karsız kısmındaki 70 kadar elemanın çıkarılması sırasında Ülker grubunun karşılaştığı grev, Amerikan Kongre'sinin Çinli petrol şirketlerine Amerika Birleşik Devletleri'nin özel bir petrol şirketini satın almak için teklif ettiği yüksek fiyata rağmen karşı çıkması örnektir. Bu ülkeler de karma ekonomi modeli ile yönetilir; farklılık, işleyişin cok daha dolaylı kanunnamelerle olmasıdır.
Pamukoğlu, ekonomiye dair birçok noktada somut düzenlemeler getireceğini belirtmiştir. Bunların kamuoyunda en çok bilinenleri maden ruhsatları hakkında düzenlemelerdir. Türkiye'deki madenlerin büyük çoğunluğu yabancı sermayeli şirketler tarafından çıkarılıp işlenmektedir. Bu şirketlerin Türk kanunlarının belirtiği çevrevede çalışıp çalışmadığı da ayrıca merak konusudur. Hak ve Eşitlik Partisi bu düzenlemenin Türk halkının ve sermayesinin menfaatleri temel alınarak yenileceğini belirtir.
Çeşitli istatistik kuruluşları, Avrupa Birliği'ne girişte başlangıç olarak kabul edilen Gümrük Birliği Anlaşması'nın Türkiye ekonomisi üzerinde son 10 yılda yaptığı tahribatı 100 milyar dolların üzerinde hesaplamaktadır. Bu 10 yıl boyunca, Türkiye anlaşmaya dahil ulkelere sattığı mallardan daha fazlasını ithal etmiştir. Bu da Türk sermayesinin yurttan çıkması ve Türk lirasının değer kaybetmesine neden olur. Hak ve Eşitlik Partisi'nin bu konudaki görüşü bu antlaşmadan çıkmaktır.
Pamukoğlu'nun en çok eleştirdiği konulardan biri siyasi partilere devlet kasasından verilen hazine yardımıdır. Bunun haram para olduğunu belirtir.
İnsanların ve özellikle kırsal kesimdeki halkın merak ettiği konu devlete ait toprakların dağıtılması hakkındaki vaadidir. Bu konuda devlet ve devlete ait kurumların ellerinde bulundurdukları boş, kullanılmayan arazilerin halka dağıtılacağını söylemiştir. Bu toprakların 20 yılda faizsiz geri ödemeli şekilde, 50 yıl satmamak kaydıyla verileceğinden bahseder; ancak, arazilerin kime, ne oranda dağıtılacağına açıklık getirmemiştir.
Sayın Pamukoğlu'nun yaptığı ve yapılabilirliği büyük oranda tartışılan 'Mazot, tohum, gübre ve elektrikten vergi alınmayacak.' açıklaması halk tarafından 'inanılmayacak kadar güzel' olarak nitelendirilmektedir. Halbuki, ABD ve Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere birçok ülkede çiftçinin tohum ve gübreye verdiği paranın bir kısmı devlet tarafından karşılanır ve böylece ülke hiçbir zaman kendini doyuramaz duruma düşmez. Malesef, kamuoyu bu düzenlemenin gerçekliğini uzun uzadıya tartışmaktadır.
Ana madde: İktisadi Görüşleri
Uploaded with ImageShack.us
Başkanlığını yürüttüğü Hak ve Eşitlik Partisi'nin ekonomi hakkındaki görüşleri karma ekonomi modeline dayanır. Yani, devlet ve özel müteşebbisin bir arada bulunduğu bir düzenlemedir. Bu düzende devlet ülkenin hayat damarı konumundaki kurumları, kârsız olup özel sermaye tarafından elden çıkarılmış olsa dahi, korur ve gözetir. Bu tür kurumlar genellikle iletişim ve sermaye kuruluşları, taşımacılık ve savunma sanayi kuruluşlarıdır. Karma ekonomi modeli aynı zamanda özel sermayenin karşısındakı sorunları giderme, onun rahatça büyüyüp akabileceği nehir yatağını düzenleme sorumluluğuna sahiptir.
Aksi görünse dahi, Dünya'daki hemen hemen her refah ülke karma ekonomi modeli ile yönetilir. Buna, Belçika'daki Godiva fabrikasının karsız kısmındaki 70 kadar elemanın çıkarılması sırasında Ülker grubunun karşılaştığı grev, Amerikan Kongre'sinin Çinli petrol şirketlerine Amerika Birleşik Devletleri'nin özel bir petrol şirketini satın almak için teklif ettiği yüksek fiyata rağmen karşı çıkması örnektir. Bu ülkeler de karma ekonomi modeli ile yönetilir; farklılık, işleyişin cok daha dolaylı kanunnamelerle olmasıdır.
Pamukoğlu, ekonomiye dair birçok noktada somut düzenlemeler getireceğini belirtmiştir. Bunların kamuoyunda en çok bilinenleri maden ruhsatları hakkında düzenlemelerdir. Türkiye'deki madenlerin büyük çoğunluğu yabancı sermayeli şirketler tarafından çıkarılıp işlenmektedir. Bu şirketlerin Türk kanunlarının belirtiği çevrevede çalışıp çalışmadığı da ayrıca merak konusudur. Hak ve Eşitlik Partisi bu düzenlemenin Türk halkının ve sermayesinin menfaatleri temel alınarak yenileceğini belirtir.
Çeşitli istatistik kuruluşları, Avrupa Birliği'ne girişte başlangıç olarak kabul edilen Gümrük Birliği Anlaşması'nın Türkiye ekonomisi üzerinde son 10 yılda yaptığı tahribatı 100 milyar dolların üzerinde hesaplamaktadır. Bu 10 yıl boyunca, Türkiye anlaşmaya dahil ulkelere sattığı mallardan daha fazlasını ithal etmiştir. Bu da Türk sermayesinin yurttan çıkması ve Türk lirasının değer kaybetmesine neden olur. Hak ve Eşitlik Partisi'nin bu konudaki görüşü bu antlaşmadan çıkmaktır.
Pamukoğlu'nun en çok eleştirdiği konulardan biri siyasi partilere devlet kasasından verilen hazine yardımıdır. Bunun haram para olduğunu belirtir.
İnsanların ve özellikle kırsal kesimdeki halkın merak ettiği konu devlete ait toprakların dağıtılması hakkındaki vaadidir. Bu konuda devlet ve devlete ait kurumların ellerinde bulundurdukları boş, kullanılmayan arazilerin halka dağıtılacağını söylemiştir. Bu toprakların 20 yılda faizsiz geri ödemeli şekilde, 50 yıl satmamak kaydıyla verileceğinden bahseder; ancak, arazilerin kime, ne oranda dağıtılacağına açıklık getirmemiştir.
Sayın Pamukoğlu'nun yaptığı ve yapılabilirliği büyük oranda tartışılan 'Mazot, tohum, gübre ve elektrikten vergi alınmayacak.' açıklaması halk tarafından 'inanılmayacak kadar güzel' olarak nitelendirilmektedir. Halbuki, ABD ve Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere birçok ülkede çiftçinin tohum ve gübreye verdiği paranın bir kısmı devlet tarafından karşılanır ve böylece ülke hiçbir zaman kendini doyuramaz duruma düşmez. Malesef, kamuoyu bu düzenlemenin gerçekliğini uzun uzadıya tartışmaktadır.